Geri bildiriminiz için teşekkür ederiz.
Sizin için geliştirmelere devam ediyoruz, keyifli alışverişler.
1 Nisan 1937 tarihinde Adana’nın Yüreğir ilçesinde dünyaya gelen Yılmaz Güney ailenin iki çocuğundan biridir. Gerçek adı “Yılmaz Pütün”dür. Kendisi Adana’da büyümüş ve bu sebeple Adana birçok filme konu olmuştur. Daha sonra üniversite okumak için İstanbul’a gitmiş, orada Atıf Yılmaz ile tanışmış ve onun desteğiyle sinemaya ilk adımını atmıştır.
Yılmaz Güney’in filmlerinde otoriteye baş kaldıran, ezilen ve hor görülen Anadolu çocuğu teması hakimdir. Atıf Yılmaz’ın yönettiği birçok filmde oyuncu ve senarist olarak görev almıştır ve yazdığı öyküler “Yeni Ufuklar”, “On Üç” gibi dergilerde yayımlanmıştır. 1961 yılında bir öyküsünde komünizm propagandası yaptığı sebebiyle tutuklanır ve bir buçuk yıl hapis cezası alır. Güney, iki yıl sonra macera filmleri çekmeye başlayarak kaldığı yerden devam eder. Bu dönemde “Çirkin Kral” lakabını alır ve oyunculuğunu geliştirir. Oyunculuk anlayışı olan abartısızlık ve yalınlık bu dönemde oturmuştur. İçeride geçirdiği bu süre ona sinema ve sanat ile ilgili fikirlerini; şiir ve öykülerini paylaştığı “Güney” isimli kültür-sanat dergisini çıkarması için fırsat tanımıştır. İki yıldan fazla cezaevinde kaldıktan sonra 1974’te hükmü bitti ve dışarı çıktıktan sonra aynı yıl “Arkadaş” adlı filmini çekti.
Yılmaz Güney, sinema kariyerinin yanı sıra birçok kitabın da sahibidir."Boynu Bükük Öldüler", “Ağıt”, “Arkadaş” ve “Sürü” gibi bilinen birçok eserde yine onun imzası vardır. Birçok romanında karakterler üzerinden köy gerçeğini ve köylülüğü olduğu gibi tüm gerçekliğiyle anlatmıştır. Bu romanı yazarken ranzasından hiç indirmediği küçük bir masasından, herkes uyuduktan sonra ayak ucuna bunu çekip uyumasından ve çoğunlukla romanda anlattığı insanları düşlerinde, görüp onlarla yaşadığından bahsetmiştir. Kitap 1971 yılında yayımlanmasının ardından 1972 yılında ilk kez verilmeye başlanan Orhan Kemal Roman Armağanı ödülüne layık görülmüştür.
Yılmaz Güney’in ilk dönem öykülerini içeren “Gençlik Öyküleri” kitabı 2019 yılında yayımlandı. 1950’li yılların başında politik bir düşünce arayışında bulunduğu bir süreçte edebiyatla ilişkisi de başlamış olur. O dönemde okuduğu eserleri kime karşı savaşacaklarını, nasıl savaşacaklarını hangi ideolojiyle savaşacaklarını ve bunların hiçbirini izah etmediğini belirterek bu etkiler altında kısa hikâyeler yazmaya başladığını söylemiştir. Aynı zamanda teması yine Anadolu olan birçok şiirleri vardır. Hapisten kaçış hikayesi içeri girmeden önce çektiği “Şeytanın Oğlu” filmiyle benzerlik göstermektedir. Firar etmesinin ardından yaşamına Fransa’da devam eder. Elif Güney Pütün ve Yılmaz Pütün adında iki çocuk sahibidir. Son yıllarını Paris’te geçirmiş 9 Eylül 1987 tarihinde mide kanseri yüzünden vefat etmiştir.