Keşkül Dergisi 26. Sayı

Diğer
Diğer
Keşkül Dergisi 26. Sayı
70

Mağazaya Sor

Ürün Detayları

Bu içerik TimaşYayınları mağazası tarafından hazırlanmıştır.

Keşkül Dergisi 26. Sayı

'Dedi Gördüm Ol Habîbin Ânesi, / Bir Acep Nûr Kim Güneş Pervânesi”

Cenâb-ı Hakk lûtfetti, kerem eyledi, bizi Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’e bende eyledi. Bizi O’nun ümmeti olmakla ve O’nu tanımakla şerefyâb eyledi. O gönderilişi sonra lâkin nuru evvel olan Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, insanlığa bıraktığı emanet ve içimizde barındırdığımız o muhabbet süresince hep bize rahmet olarak tecelli eyledi.

Herkes onu kendisince anladığını iddia eyledi. Kimisi ‘Abdullah’ın yetimi’, kimi ‘postacı’, kimi III. Muhammed, V. Ahmed gibi sözlerle anlayışsızlıklarını gözler önüne serdi. O’nun tanıdığı kimseler ise 'Anam babam sana feda olsun!”, 'Rahmeten-lil-âlemîn”, 'Seyyidü’l-mürselîn” diyerek O’nun yolunda nurlandı ve Ümmet-i Muhammed’i nurdan kandil olarak aydınlattı. Dolayısıyla O’na duyulan muhabbet, aşk, hakîkî imânın ta kendisidir. Zîrâ hiç kimse Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’i sevmekle yoldan sapmamıştır.

Keşkül Dergisi’nin Kutlu Doğum Haftası’na tevafuk eden bu 26. sayısını, Cenâb-ı Hakk’ın izn ü inâyetiyle, Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in şefaatlerini umarak o En Sevgili’ye ayırdık.

Prof. Dr. Süleyman Uludağ, 'Hazret-i Peygamber (s.a.s.) ve Mu’cize” adlı yazısıyla kevnî ve sûrî mu’cizelerin herkese faydası olduğundan bahsederken âriflerin, kurtuluşu ehlî ve mânevî mu’cizelerde aradığının altını çiziyor. Emin Işık, 'Peygamber Aşkı” başlıklı yazısıyla gerçek imânın aşırı sevgiden başka bir şey olmadığını vurgularken Prof. Dr. Mahmud Kaya, Resûl-i Ekrem Efendimiz’in Şairi Ka‘b bin Züheyr ve Kasîde-i Bürde’sini kaleme aldı. Muharrem Hilmi Şenalp ve Mustafa Küçükaşçı ise Emânet, Medeniyet ve Hırka-ı Şerîf konulu bir yazıyla bu sayımıza katkıda bulundular. Peygamber Efendimiz ile ilgili pek çok çalışması ve kitapları bulunan Reşit Haylamaz ise Fahr-i Kâinât Efendimiz’in irşad metodunu ortaya koyarken mü’min bakışının nasıl olması gerektiğini de dikkat nazarlarımıza sunuyor.

Yrd. Doç. Dr. Fatih Çollak, Resûl-i Ekrem (s.a.s.)’in Kur’ân-ı Kerîm’i Tilâvetleri başlıklı yazısıyla her hususta olduğu gibi Kur’ân okuma hususunda da Efendimiz’in insanlığa misal teşkil ettiğini anlatıyor.

Ahmet Özkan’ın Efendimiz (s.a.s.)’e duyulan muhabbeti menkıbelerle anlattığı yazısı ile Orhan Çeker’in 'Hz. Mevlânâ’ya Hz. Mevlânâ’yı Sorduk” başlıklı yazısı dergiye değer katan diğer yazılar.

26. sayımızda ayrıca kültür ve san’at âlemimize büyük hizmetlerde bulunmuş, hal-i hazırda da bu hizmetlerine devam eden Prof. Dr. Uğur Derman ile yapılan röportaj, gelenekli san’atlarımızın şu anda geldiği noktaya ve sonrasına ışık tutuyor.

Tarihe mâlolmuş hattat, müzehhib ve ebrucularımızın eşşiz eserleriyle bezenen Keşkül Dergisi’nin 26. sayısı, kıymetli fotoğraf san’atçılarımız sayesinde daha da zenginleşti. Bu meyânda Orhan Durgut ve Mustafa Aksay’a katkılarından dolayı müteşekkiriz. Ayrıca bizlerden desteklerini esirgemedikleri için Hırka-i Şerîf Vakfı’na da teşekkürü bir borç biliriz.

Şefaat yâ Resûlallah… Vesselâm. 

'Dedi Gördüm Ol Habîbin Ânesi, / Bir Acep Nûr Kim Güneş Pervânesi”

Cenâb-ı Hakk lûtfetti, kerem eyledi, bizi Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’e bende eyledi. Bizi O’nun ümmeti olmakla ve O’nu tanımakla şerefyâb eyledi. O gönderilişi sonra lâkin nuru evvel olan Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, insanlığa bıraktığı emanet ve içimizde barındırdığımız o muhabbet süresince hep bize rahmet olarak tecelli eyledi.

Herkes onu kendisince anladığını iddia eyledi. Kimisi ‘Abdullah’ın yetimi’, kimi ‘postacı’, kimi III. Muhammed, V. Ahmed gibi sözlerle anlayışsızlıklarını gözler önüne serdi. O’nun tanıdığı kimseler ise 'Anam babam sana feda olsun!”, 'Rahmeten-lil-âlemîn”, 'Seyyidü’l-mürselîn” diyerek O’nun yolunda nurlandı ve Ümmet-i Muhammed’i nurdan kandil olarak aydınlattı. Dolayısıyla O’na duyulan muhabbet, aşk, hakîkî imânın ta kendisidir. Zîrâ hiç kimse Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’i sevmekle yoldan sapmamıştır.

Keşkül Dergisi’nin Kutlu Doğum Haftası’na tevafuk eden bu 26. sayısını, Cenâb-ı Hakk’ın izn ü inâyetiyle, Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in şefaatlerini umarak o En Sevgili’ye ayırdık.

Prof. Dr. Süleyman Uludağ, 'Hazret-i Peygamber (s.a.s.) ve Mu’cize” adlı yazısıyla kevnî ve sûrî mu’cizelerin herkese faydası olduğundan bahsederken âriflerin, kurtuluşu ehlî ve mânevî mu’cizelerde aradığının altını çiziyor. Emin Işık, 'Peygamber Aşkı” başlıklı yazısıyla gerçek imânın aşırı sevgiden başka bir şey olmadığını vurgularken Prof. Dr. Mahmud Kaya, Resûl-i Ekrem Efendimiz’in Şairi Ka‘b bin Züheyr ve Kasîde-i Bürde’sini kaleme aldı. Muharrem Hilmi Şenalp ve Mustafa Küçükaşçı ise Emânet, Medeniyet ve Hırka-ı Şerîf konulu bir yazıyla bu sayımıza katkıda bulundular. Peygamber Efendimiz ile ilgili pek çok çalışması ve kitapları bulunan Reşit Haylamaz ise Fahr-i Kâinât Efendimiz’in irşad metodunu ortaya koyarken mü’min bakışının nasıl olması gerektiğini de dikkat nazarlarımıza sunuyor.

Yrd. Doç. Dr. Fatih Çollak, Resûl-i Ekrem (s.a.s.)’in Kur’ân-ı Kerîm’i Tilâvetleri başlıklı yazısıyla her hususta olduğu gibi Kur’ân okuma hususunda da Efendimiz’in insanlığa misal teşkil ettiğini anlatıyor.

Ahmet Özkan’ın Efendimiz (s.a.s.)’e duyulan muhabbeti menkıbelerle anlattığı yazısı ile Orhan Çeker’in 'Hz. Mevlânâ’ya Hz. Mevlânâ’yı Sorduk” başlıklı yazısı dergiye değer katan diğer yazılar.

26. sayımızda ayrıca kültür ve san’at âlemimize büyük hizmetlerde bulunmuş, hal-i hazırda da bu hizmetlerine devam eden Prof. Dr. Uğur Derman ile yapılan röportaj, gelenekli san’atlarımızın şu anda geldiği noktaya ve sonrasına ışık tutuyor.

Tarihe mâlolmuş hattat, müzehhib ve ebrucularımızın eşşiz eserleriyle bezenen Keşkül Dergisi’nin 26. sayısı, kıymetli fotoğraf san’atçılarımız sayesinde daha da zenginleşti. Bu meyânda Orhan Durgut ve Mustafa Aksay’a katkılarından dolayı müteşekkiriz. Ayrıca bizlerden desteklerini esirgemedikleri için Hırka-i Şerîf Vakfı’na da teşekkürü bir borç biliriz.

Şefaat yâ Resûlallah… Vesselâm. 

'Dedi Gördüm Ol Habîbin Ânesi, / Bir Acep Nûr Kim Güneş Pervânesi”

Cenâb-ı Hakk lûtfetti, kerem eyledi, bizi Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’e bende eyledi. Bizi O’nun ümmeti olmakla ve O’nu tanımakla şerefyâb eyledi. O gönderilişi sonra lâkin nuru evvel olan Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, insanlığa bıraktığı emanet ve içimizde barındırdığımız o muhabbet süresince hep bize rahmet olarak tecelli eyledi.

Herkes onu kendisince anladığını iddia eyledi. Kimisi ‘Abdullah’ın yetimi’, kimi ‘postacı’, kimi III. Muhammed, V. Ahmed gibi sözlerle anlayışsızlıklarını gözler önüne serdi. O’nun tanıdığı kimseler ise 'Anam babam sana feda olsun!”, 'Rahmeten-lil-âlemîn”, 'Seyyidü’l-mürselîn” diyerek O’nun yolunda nurlandı ve Ümmet-i Muhammed’i nurdan kandil olarak aydınlattı. Dolayısıyla O’na duyulan muhabbet, aşk, hakîkî imânın ta kendisidir. Zîrâ hiç kimse Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’i sevmekle yoldan sapmamıştır.

Keşkül Dergisi’nin Kutlu Doğum Haftası’na tevafuk eden bu 26. sayısını, Cenâb-ı Hakk’ın izn ü inâyetiyle, Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in şefaatlerini umarak o En Sevgili’ye ayırdık.

Prof. Dr. Süleyman Uludağ, 'Hazret-i Peygamber (s.a.s.) ve Mu’cize” adlı yazısıyla kevnî ve sûrî mu’cizelerin herkese faydası olduğundan bahsederken âriflerin, kurtuluşu ehlî ve mânevî mu’cizelerde aradığının altını çiziyor. Emin Işık, 'Peygamber Aşkı” başlıklı yazısıyla gerçek imânın aşırı sevgiden başka bir şey olmadığını vurgularken Prof. Dr. Mahmud Kaya, Resûl-i Ekrem Efendimiz’in Şairi Ka‘b bin Züheyr ve Kasîde-i Bürde’sini kaleme aldı. Muharrem Hilmi Şenalp ve Mustafa Küçükaşçı ise Emânet, Medeniyet ve Hırka-ı Şerîf konulu bir yazıyla bu sayımıza katkıda bulundular. Peygamber Efendimiz ile ilgili pek çok çalışması ve kitapları bulunan Reşit Haylamaz ise Fahr-i Kâinât Efendimiz’in irşad metodunu ortaya koyarken mü’min bakışının nasıl olması gerektiğini de dikkat nazarlarımıza sunuyor.

Yrd. Doç. Dr. Fatih Çollak, Resûl-i Ekrem (s.a.s.)’in Kur’ân-ı Kerîm’i Tilâvetleri başlıklı yazısıyla her hususta olduğu gibi Kur’ân okuma hususunda da Efendimiz’in insanlığa misal teşkil ettiğini anlatıyor.

Ahmet Özkan’ın Efendimiz (s.a.s.)’e duyulan muhabbeti menkıbelerle anlattığı yazısı ile Orhan Çeker’in 'Hz. Mevlânâ’ya Hz. Mevlânâ’yı Sorduk” başlıklı yazısı dergiye değer katan diğer yazılar.

26. sayımızda ayrıca kültür ve san’at âlemimize büyük hizmetlerde bulunmuş, hal-i hazırda da bu hizmetlerine devam eden Prof. Dr. Uğur Derman ile yapılan röportaj, gelenekli san’atlarımızın şu anda geldiği noktaya ve sonrasına ışık tutuyor.

Tarihe mâlolmuş hattat, müzehhib ve ebrucularımızın eşşiz eserleriyle bezenen Keşkül Dergisi’nin 26. sayısı, kıymetli fotoğraf san’atçılarımız sayesinde daha da zenginleşti. Bu meyânda Orhan Durgut ve Mustafa Aksay’a katkılarından dolayı müteşekkiriz. Ayrıca bizlerden desteklerini esirgemedikleri için Hırka-i Şerîf Vakfı’na da teşekkürü bir borç biliriz.

Şefaat yâ Resûlallah… Vesselâm. 

'Dedi Gördüm Ol Habîbin Ânesi, / Bir Acep Nûr Kim Güneş Pervânesi”

Cenâb-ı Hakk lûtfetti, kerem eyledi, bizi Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’e bende eyledi. Bizi O’nun ümmeti olmakla ve O’nu tanımakla şerefyâb eyledi. O gönderilişi sonra lâkin nuru evvel olan Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, insanlığa bıraktığı emanet ve içimizde barındırdığımız o muhabbet süresince hep bize rahmet olarak tecelli eyledi.

Herkes onu kendisince anladığını iddia eyledi. Kimisi ‘Abdullah’ın yetimi’, kimi ‘postacı’, kimi III. Muhammed, V. Ahmed gibi sözlerle anlayışsızlıklarını gözler önüne serdi. O’nun tanıdığı kimseler ise 'Anam babam sana feda olsun!”, 'Rahmeten-lil-âlemîn”, 'Seyyidü’l-mürselîn” diyerek O’nun yolunda nurlandı ve Ümmet-i Muhammed’i nurdan kandil olarak aydınlattı. Dolayısıyla O’na duyulan muhabbet, aşk, hakîkî imânın ta kendisidir. Zîrâ hiç kimse Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’i sevmekle yoldan sapmamıştır.

Keşkül Dergisi’nin Kutlu Doğum Haftası’na tevafuk eden bu 26. sayısını, Cenâb-ı Hakk’ın izn ü inâyetiyle, Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in şefaatlerini umarak o En Sevgili’ye ayırdık.

Prof. Dr. Süleyman Uludağ, 'Hazret-i Peygamber (s.a.s.) ve Mu’cize” adlı yazısıyla kevnî ve sûrî mu’cizelerin herkese faydası olduğundan bahsederken âriflerin, kurtuluşu ehlî ve mânevî mu’cizelerde aradığının altını çiziyor. Emin Işık, 'Peygamber Aşkı” başlıklı yazısıyla gerçek imânın aşırı sevgiden başka bir şey olmadığını vurgularken Prof. Dr. Mahmud Kaya, Resûl-i Ekrem Efendimiz’in Şairi Ka‘b bin Züheyr ve Kasîde-i Bürde’sini kaleme aldı. Muharrem Hilmi Şenalp ve Mustafa Küçükaşçı ise Emânet, Medeniyet ve Hırka-ı Şerîf konulu bir yazıyla bu sayımıza katkıda bulundular. Peygamber Efendimiz ile ilgili pek çok çalışması ve kitapları bulunan Reşit Haylamaz ise Fahr-i Kâinât Efendimiz’in irşad metodunu ortaya koyarken mü’min bakışının nasıl olması gerektiğini de dikkat nazarlarımıza sunuyor.

Yrd. Doç. Dr. Fatih Çollak, Resûl-i Ekrem (s.a.s.)’in Kur’ân-ı Kerîm’i Tilâvetleri başlıklı yazısıyla her hususta olduğu gibi Kur’ân okuma hususunda da Efendimiz’in insanlığa misal teşkil ettiğini anlatıyor.

Ahmet Özkan’ın Efendimiz (s.a.s.)’e duyulan muhabbeti menkıbelerle anlattığı yazısı ile Orhan Çeker’in 'Hz. Mevlânâ’ya Hz. Mevlânâ’yı Sorduk” başlıklı yazısı dergiye değer katan diğer yazılar.

26. sayımızda ayrıca kültür ve san’at âlemimize büyük hizmetlerde bulunmuş, hal-i hazırda da bu hizmetlerine devam eden Prof. Dr. Uğur Derman ile yapılan röportaj, gelenekli san’atlarımızın şu anda geldiği noktaya ve sonrasına ışık tutuyor.

Tarihe mâlolmuş hattat, müzehhib ve ebrucularımızın eşşiz eserleriyle bezenen Keşkül Dergisi’nin 26. sayısı, kıymetli fotoğraf san’atçılarımız sayesinde daha da zenginleşti. Bu meyânda Orhan Durgut ve Mustafa Aksay’a katkılarından dolayı müteşekkiriz. Ayrıca bizlerden desteklerini esirgemedikleri için Hırka-i Şerîf Vakfı’na da teşekkürü bir borç biliriz.

Şefaat yâ Resûlallah… Vesselâm. 

'Dedi Gördüm Ol Habîbin Ânesi, / Bir Acep Nûr Kim Güneş Pervânesi”

Cenâb-ı Hakk lûtfetti, kerem eyledi, bizi Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’e bende eyledi. Bizi O’nun ümmeti olmakla ve O’nu tanımakla şerefyâb eyledi. O gönderilişi sonra lâkin nuru evvel olan Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, insanlığa bıraktığı emanet ve içimizde barındırdığımız o muhabbet süresince hep bize rahmet olarak tecelli eyledi.

Herkes onu kendisince anladığını iddia eyledi. Kimisi ‘Abdullah’ın yetimi’, kimi ‘postacı’, kimi III. Muhammed, V. Ahmed gibi sözlerle anlayışsızlıklarını gözler önüne serdi. O’nun tanıdığı kimseler ise 'Anam babam sana feda olsun!”, 'Rahmeten-lil-âlemîn”, 'Seyyidü’l-mürselîn” diyerek O’nun yolunda nurlandı ve Ümmet-i Muhammed’i nurdan kandil olarak aydınlattı. Dolayısıyla O’na duyulan muhabbet, aşk, hakîkî imânın ta kendisidir. Zîrâ hiç kimse Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’i sevmekle yoldan sapmamıştır.

Keşkül Dergisi’nin Kutlu Doğum Haftası’na tevafuk eden bu 26. sayısını, Cenâb-ı Hakk’ın izn ü inâyetiyle, Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in şefaatlerini umarak o En Sevgili’ye ayırdık.

Prof. Dr. Süleyman Uludağ, 'Hazret-i Peygamber (s.a.s.) ve Mu’cize” adlı yazısıyla kevnî ve sûrî mu’cizelerin herkese faydası olduğundan bahsederken âriflerin, kurtuluşu ehlî ve mânevî mu’cizelerde aradığının altını çiziyor. Emin Işık, 'Peygamber Aşkı” başlıklı yazısıyla gerçek imânın aşırı sevgiden başka bir şey olmadığını vurgularken Prof. Dr. Mahmud Kaya, Resûl-i Ekrem Efendimiz’in Şairi Ka‘b bin Züheyr ve Kasîde-i Bürde’sini kaleme aldı. Muharrem Hilmi Şenalp ve Mustafa Küçükaşçı ise Emânet, Medeniyet ve Hırka-ı Şerîf konulu bir yazıyla bu sayımıza katkıda bulundular. Peygamber Efendimiz ile ilgili pek çok çalışması ve kitapları bulunan Reşit Haylamaz ise Fahr-i Kâinât Efendimiz’in irşad metodunu ortaya koyarken mü’min bakışının nasıl olması gerektiğini de dikkat nazarlarımıza sunuyor.

Yrd. Doç. Dr. Fatih Çollak, Resûl-i Ekrem (s.a.s.)’in Kur’ân-ı Kerîm’i Tilâvetleri başlıklı yazısıyla her hususta olduğu gibi Kur’ân okuma hususunda da Efendimiz’in insanlığa misal teşkil ettiğini anlatıyor.

Ahmet Özkan’ın Efendimiz (s.a.s.)’e duyulan muhabbeti menkıbelerle anlattığı yazısı ile Orhan Çeker’in 'Hz. Mevlânâ’ya Hz. Mevlânâ’yı Sorduk” başlıklı yazısı dergiye değer katan diğer yazılar.

26. sayımızda ayrıca kültür ve san’at âlemimize büyük hizmetlerde bulunmuş, hal-i hazırda da bu hizmetlerine devam eden Prof. Dr. Uğur Derman ile yapılan röportaj, gelenekli san’atlarımızın şu anda geldiği noktaya ve sonrasına ışık tutuyor.

Tarihe mâlolmuş hattat, müzehhib ve ebrucularımızın eşşiz eserleriyle bezenen Keşkül Dergisi’nin 26. sayısı, kıymetli fotoğraf san’atçılarımız sayesinde daha da zenginleşti. Bu meyânda Orhan Durgut ve Mustafa Aksay’a katkılarından dolayı müteşekkiriz. Ayrıca bizlerden desteklerini esirgemedikleri için Hırka-i Şerîf Vakfı’na da teşekkürü bir borç biliriz.

Şefaat yâ Resûlallah… Vesselâm. 

'Dedi Gördüm Ol Habîbin Ânesi, / Bir Acep Nûr Kim Güneş Pervânesi”

Cenâb-ı Hakk lûtfetti, kerem eyledi, bizi Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’e bende eyledi. Bizi O’nun ümmeti olmakla ve O’nu tanımakla şerefyâb eyledi. O gönderilişi sonra lâkin nuru evvel olan Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, insanlığa bıraktığı emanet ve içimizde barındırdığımız o muhabbet süresince hep bize rahmet olarak tecelli eyledi.

Herkes onu kendisince anladığını iddia eyledi. Kimisi ‘Abdullah’ın yetimi’, kimi ‘postacı’, kimi III. Muhammed, V. Ahmed gibi sözlerle anlayışsızlıklarını gözler önüne serdi. O’nun tanıdığı kimseler ise 'Anam babam sana feda olsun!”, 'Rahmeten-lil-âlemîn”, 'Seyyidü’l-mürselîn” diyerek O’nun yolunda nurlandı ve Ümmet-i Muhammed’i nurdan kandil olarak aydınlattı. Dolayısıyla O’na duyulan muhabbet, aşk, hakîkî imânın ta kendisidir. Zîrâ hiç kimse Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’i sevmekle yoldan sapmamıştır.

Keşkül Dergisi’nin Kutlu Doğum Haftası’na tevafuk eden bu 26. sayısını, Cenâb-ı Hakk’ın izn ü inâyetiyle, Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in şefaatlerini umarak o En Sevgili’ye ayırdık.

Prof. Dr. Süleyman Uludağ, 'Hazret-i Peygamber (s.a.s.) ve Mu’cize” adlı yazısıyla kevnî ve sûrî mu’cizelerin herkese faydası olduğundan bahsederken âriflerin, kurtuluşu ehlî ve mânevî mu’cizelerde aradığının altını çiziyor. Emin Işık, 'Peygamber Aşkı” başlıklı yazısıyla gerçek imânın aşırı sevgiden başka bir şey olmadığını vurgularken Prof. Dr. Mahmud Kaya, Resûl-i Ekrem Efendimiz’in Şairi Ka‘b bin Züheyr ve Kasîde-i Bürde’sini kaleme aldı. Muharrem Hilmi Şenalp ve Mustafa Küçükaşçı ise Emânet, Medeniyet ve Hırka-ı Şerîf konulu bir yazıyla bu sayımıza katkıda bulundular. Peygamber Efendimiz ile ilgili pek çok çalışması ve kitapları bulunan Reşit Haylamaz ise Fahr-i Kâinât Efendimiz’in irşad metodunu ortaya koyarken mü’min bakışının nasıl olması gerektiğini de dikkat nazarlarımıza sunuyor.

Yrd. Doç. Dr. Fatih Çollak, Resûl-i Ekrem (s.a.s.)’in Kur’ân-ı Kerîm’i Tilâvetleri başlıklı yazısıyla her hususta olduğu gibi Kur’ân okuma hususunda da Efendimiz’in insanlığa misal teşkil ettiğini anlatıyor.

Ahmet Özkan’ın Efendimiz (s.a.s.)’e duyulan muhabbeti menkıbelerle anlattığı yazısı ile Orhan Çeker’in 'Hz. Mevlânâ’ya Hz. Mevlânâ’yı Sorduk” başlıklı yazısı dergiye değer katan diğer yazılar.

26. sayımızda ayrıca kültür ve san’at âlemimize büyük hizmetlerde bulunmuş, hal-i hazırda da bu hizmetlerine devam eden Prof. Dr. Uğur Derman ile yapılan röportaj, gelenekli san’atlarımızın şu anda geldiği noktaya ve sonrasına ışık tutuyor.

Tarihe mâlolmuş hattat, müzehhib ve ebrucularımızın eşşiz eserleriyle bezenen Keşkül Dergisi’nin 26. sayısı, kıymetli fotoğraf san’atçılarımız sayesinde daha da zenginleşti. Bu meyânda Orhan Durgut ve Mustafa Aksay’a katkılarından dolayı müteşekkiriz. Ayrıca bizlerden desteklerini esirgemedikleri için Hırka-i Şerîf Vakfı’na da teşekkürü bir borç biliriz.

Şefaat yâ Resûlallah… Vesselâm. 

'Dedi Gördüm Ol Habîbin Ânesi, / Bir Acep Nûr Kim Güneş Pervânesi”

Cenâb-ı Hakk lûtfetti, kerem eyledi, bizi Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’e bende eyledi. Bizi O’nun ümmeti olmakla ve O’nu tanımakla şerefyâb eyledi. O gönderilişi sonra lâkin nuru evvel olan Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, insanlığa bıraktığı emanet ve içimizde barındırdığımız o muhabbet süresince hep bize rahmet olarak tecelli eyledi.

Herkes onu kendisince anladığını iddia eyledi. Kimisi ‘Abdullah’ın yetimi’, kimi ‘postacı’, kimi III. Muhammed, V. Ahmed gibi sözlerle anlayışsızlıklarını gözler önüne serdi. O’nun tanıdığı kimseler ise 'Anam babam sana feda olsun!”, 'Rahmeten-lil-âlemîn”, 'Seyyidü’l-mürselîn” diyerek O’nun yolunda nurlandı ve Ümmet-i Muhammed’i nurdan kandil olarak aydınlattı. Dolayısıyla O’na duyulan muhabbet, aşk, hakîkî imânın ta kendisidir. Zîrâ hiç kimse Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’i sevmekle yoldan sapmamıştır.

Keşkül Dergisi’nin Kutlu Doğum Haftası’na tevafuk eden bu 26. sayısını, Cenâb-ı Hakk’ın izn ü inâyetiyle, Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in şefaatlerini umarak o En Sevgili’ye ayırdık.

Prof. Dr. Süleyman Uludağ, 'Hazret-i Peygamber (s.a.s.) ve Mu’cize” adlı yazısıyla kevnî ve sûrî mu’cizelerin herkese faydası olduğundan bahsederken âriflerin, kurtuluşu ehlî ve mânevî mu’cizelerde aradığının altını çiziyor. Emin Işık, 'Peygamber Aşkı” başlıklı yazısıyla gerçek imânın aşırı sevgiden başka bir şey olmadığını vurgularken Prof. Dr. Mahmud Kaya, Resûl-i Ekrem Efendimiz’in Şairi Ka‘b bin Züheyr ve Kasîde-i Bürde’sini kaleme aldı. Muharrem Hilmi Şenalp ve Mustafa Küçükaşçı ise Emânet, Medeniyet ve Hırka-ı Şerîf konulu bir yazıyla bu sayımıza katkıda bulundular. Peygamber Efendimiz ile ilgili pek çok çalışması ve kitapları bulunan Reşit Haylamaz ise Fahr-i Kâinât Efendimiz’in irşad metodunu ortaya koyarken mü’min bakışının nasıl olması gerektiğini de dikkat nazarlarımıza sunuyor.

Yrd. Doç. Dr. Fatih Çollak, Resûl-i Ekrem (s.a.s.)’in Kur’ân-ı Kerîm’i Tilâvetleri başlıklı yazısıyla her hususta olduğu gibi Kur’ân okuma hususunda da Efendimiz’in insanlığa misal teşkil ettiğini anlatıyor.

Ahmet Özkan’ın Efendimiz (s.a.s.)’e duyulan muhabbeti menkıbelerle anlattığı yazısı ile Orhan Çeker’in 'Hz. Mevlânâ’ya Hz. Mevlânâ’yı Sorduk” başlıklı yazısı dergiye değer katan diğer yazılar.

26. sayımızda ayrıca kültür ve san’at âlemimize büyük hizmetlerde bulunmuş, hal-i hazırda da bu hizmetlerine devam eden Prof. Dr. Uğur Derman ile yapılan röportaj, gelenekli san’atlarımızın şu anda geldiği noktaya ve sonrasına ışık tutuyor.

Tarihe mâlolmuş hattat, müzehhib ve ebrucularımızın eşşiz eserleriyle bezenen Keşkül Dergisi’nin 26. sayısı, kıymetli fotoğraf san’atçılarımız sayesinde daha da zenginleşti. Bu meyânda Orhan Durgut ve Mustafa Aksay’a katkılarından dolayı müteşekkiriz. Ayrıca bizlerden desteklerini esirgemedikleri için Hırka-i Şerîf Vakfı’na da teşekkürü bir borç biliriz.

Şefaat yâ Resûlallah… Vesselâm. 

'Dedi Gördüm Ol Habîbin Ânesi, / Bir Acep Nûr Kim Güneş Pervânesi”

Cenâb-ı Hakk lûtfetti, kerem eyledi, bizi Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’e bende eyledi. Bizi O’nun ümmeti olmakla ve O’nu tanımakla şerefyâb eyledi. O gönderilişi sonra lâkin nuru evvel olan Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, insanlığa bıraktığı emanet ve içimizde barındırdığımız o muhabbet süresince hep bize rahmet olarak tecelli eyledi.

Herkes onu kendisince anladığını iddia eyledi. Kimisi ‘Abdullah’ın yetimi’, kimi ‘postacı’, kimi III. Muhammed, V. Ahmed gibi sözlerle anlayışsızlıklarını gözler önüne serdi. O’nun tanıdığı kimseler ise 'Anam babam sana feda olsun!”, 'Rahmeten-lil-âlemîn”, 'Seyyidü’l-mürselîn” diyerek O’nun yolunda nurlandı ve Ümmet-i Muhammed’i nurdan kandil olarak aydınlattı. Dolayısıyla O’na duyulan muhabbet, aşk, hakîkî imânın ta kendisidir. Zîrâ hiç kimse Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’i sevmekle yoldan sapmamıştır.

Keşkül Dergisi’nin Kutlu Doğum Haftası’na tevafuk eden bu 26. sayısını, Cenâb-ı Hakk’ın izn ü inâyetiyle, Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in şefaatlerini umarak o En Sevgili’ye ayırdık.

Prof. Dr. Süleyman Uludağ, 'Hazret-i Peygamber (s.a.s.) ve Mu’cize” adlı yazısıyla kevnî ve sûrî mu’cizelerin herkese faydası olduğundan bahsederken âriflerin, kurtuluşu ehlî ve mânevî mu’cizelerde aradığının altını çiziyor. Emin Işık, 'Peygamber Aşkı” başlıklı yazısıyla gerçek imânın aşırı sevgiden başka bir şey olmadığını vurgularken Prof. Dr. Mahmud Kaya, Resûl-i Ekrem Efendimiz’in Şairi Ka‘b bin Züheyr ve Kasîde-i Bürde’sini kaleme aldı. Muharrem Hilmi Şenalp ve Mustafa Küçükaşçı ise Emânet, Medeniyet ve Hırka-ı Şerîf konulu bir yazıyla bu sayımıza katkıda bulundular. Peygamber Efendimiz ile ilgili pek çok çalışması ve kitapları bulunan Reşit Haylamaz ise Fahr-i Kâinât Efendimiz’in irşad metodunu ortaya koyarken mü’min bakışının nasıl olması gerektiğini de dikkat nazarlarımıza sunuyor.

Yrd. Doç. Dr. Fatih Çollak, Resûl-i Ekrem (s.a.s.)’in Kur’ân-ı Kerîm’i Tilâvetleri başlıklı yazısıyla her hususta olduğu gibi Kur’ân okuma hususunda da Efendimiz’in insanlığa misal teşkil ettiğini anlatıyor.

Ahmet Özkan’ın Efendimiz (s.a.s.)’e duyulan muhabbeti menkıbelerle anlattığı yazısı ile Orhan Çeker’in 'Hz. Mevlânâ’ya Hz. Mevlânâ’yı Sorduk” başlıklı yazısı dergiye değer katan diğer yazılar.

26. sayımızda ayrıca kültür ve san’at âlemimize büyük hizmetlerde bulunmuş, hal-i hazırda da bu hizmetlerine devam eden Prof. Dr. Uğur Derman ile yapılan röportaj, gelenekli san’atlarımızın şu anda geldiği noktaya ve sonrasına ışık tutuyor.

Tarihe mâlolmuş hattat, müzehhib ve ebrucularımızın eşşiz eserleriyle bezenen Keşkül Dergisi’nin 26. sayısı, kıymetli fotoğraf san’atçılarımız sayesinde daha da zenginleşti. Bu meyânda Orhan Durgut ve Mustafa Aksay’a katkılarından dolayı müteşekkiriz. Ayrıca bizlerden desteklerini esirgemedikleri için Hırka-i Şerîf Vakfı’na da teşekkürü bir borç biliriz.

Şefaat yâ Resûlallah… Vesselâm. 

Ürün Özellikleri

Ürün Değerlendirmeleri

Bu ürünle ilgili henüz yorum ve değerlendirme yapılmamış

Diğer Mağazalar 0 mağaza listeleniyor

Bu ürün için başka satıcı bulunamadı.

Teslimat Bilgileri

KARGO ÜCRETİ

Mağazaya özel 200 TL ve üzeri Ücretsiz Kargo

ŞEHİR

İstanbul

GÖNDERİM SÜRESİ

En geç 7 Haziran Cuma

İade Bilgileri
n11’den satın aldığınız ürünler için cayma hakkınızı kullanabilirsiniz.*

İade
talebini oluştur

Ürünü mağazaya
gönder

Mağaza iadeni
onaylasın

Paran kartına
iade edilsin

n11
  • n11’den satın aldığınız ürünler için cayma hakkınızı kullanabilirsiniz.*
  • Ürünle ilgili bilgi almak için Mağazaya Soru Sor alanından mağazayla iletişime geçebilirsiniz.
  • Ürünü iade edebilirsiniz. İade sürecini görmek için tıklayınız.
  • Ürünü mağazaya ücretsiz göndermek için mağazanın anlaşmalı kargo firmasını tercih ediniz.

*Cayma Hakkı Kullanımı ve İade Şartları, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği hükümlerine tabidir.

Taksit Seçenekleri

Bireysel Kredi Kartları

Ticari Kredi Kartları