İş Bankası Stefan Zweıg Kitapları 24 Kitap Set / Stefan Zweig

Diğer
İş Bankası Kültür Yayınları
Stefan Zweig
Türkçe
Ciltsiz
Son 1 Ürün
İş Bankası Stefan Zweıg Kitapları 24 Kitap Set / Stefan Zweig
1
870,42

Mağazaya Sor

Ürün Detayları

Bu içerik mercankitap mağazası tarafından hazırlanmıştır.

İş Bankası Stefan Zweıg Kitapları 24 Kitap Set / Stefan Zweig

İş Bankası Stefan Zweıg Kitapları 24 Kitap Set
Modern Klasikler Dizisi
Stefan Zweig / İş Bankası Yayınları
  • Basım Yılı: 2018
  • Baskı: 1
  • Sayfa Sayısı: 1424
  • Kağıt Türü: 1. Hm. Kağıt
  • Ebat: 13,5 x 21 cm
  • Dil: Türkçe
  • Cilt Durumu: Karton Kapak
  • Basım Yeri: İstanbul
  • Yazar: Stefan Zweig
  • Çevirmen: Ahmet Cemal, İlknur İgan, Nafer Ermiş, Regaip Minareci, Gülperi Sert
İş Bankası Kültür Yayınları 
Stefan Zweıg Kitapları 23 Kitap Set

1-Karmaşık Duygular -  9786053324942
2-Olağanüstü Bir Gece -  9786053326090
3-Lyon’da Düğün -  9786052955857
4-Kızıl -  9786052954539
5-Geçmişe Yolculuk -  9786052953440
6- Bir Çöküşün Öyküsü -  9786053329527
7-Mecburiyet -  9786052951606
8-Ay Işığı Sokağı -  9786052950722
9-Amok Koşucusu -  9786053329053
10-Korku -  9786053325017
11-Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat -  9786053324225
12-Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu -  9786254290350
13-Satranç -  9786053606116
14-Mürebbiye -  9786053326557
15-Yakıcı Sır -  9786053325536
16-Gömülü Şamdan -  9786053326168
17-Clarıssa -  9786053329121
18-Hayatın Mucizeleri -  9786257999502
19-İnsanlığın Yıldızının Yükseldiği Anlar -  9786052959435
20-Rahel Tanrı'yla Hesaplaşıyor -  9786052955840
21.Kendi Hayatının Şiirini Yazanlar: -  9786053604587
22-Üç Büyük Usta: -  9789754586152
23-Kendileriyle Savaşanlar -  9786053603566
24-Bir Zanaatla Beklenmedik Karşılaşma -  9786254050664








1-Karmaşık Duygular
Çeviren: İlknur İgan / 196 Sayfa
Zweig insani duyguları büyük bir ustalıkla çözümleyebilmesini keskin gözlemciliğine ve psikolojik derinliğine borçludur. Benzersiz maceralar, büyük sırlar, marazi saplantılar, duygusal ikilemler ve gerilimler, bu sayede çağları aşarak, her devrin okuruna hitap edebilen anlatılara dönüşür. Bu derlemedeki novella ve öykülerinde de, duygudaşlığı elden bırakmadan insan doğasının en iyi ve en kötü yanlarını gözler önüne serer. Bunlar sevgiye, ölüme, yitirilen ve yeniden canlanan umuda, yeniden kazanılan inanca, gençliğe ve insanın kendini keşfine dair yapıtlardır.

2-Olağanüstü Bir Gece
Çeviren: İlknur İgan / 76 Sayfa
Olağanüstü Bir Gece, seçkin bir burjuva olarak rahat ve tasasız varoluşunu sürdürürken giderek duyarsızlaşan bir adamın hayatındaki dönüştürücü deneyimin hikâyesidir. Sıradan bir Pazar gününü at yarışlarında geçirirken, belki de ilk kez burjuva ahlakından saparak “suç” işler. Böylece yeniden “hissetmeye” başladığını, kötücül ve ateşli hazları olan gerçek bir insan olduğunu fark eder. İçindeki haz dolu esrime, aynı günün akşamında onu gece âleminin son atıklarının arasına, “hayatın en dibindeki lağımlara” sürükleyecek, varış noktası ise ruhani bir uyanış olacaktır.

3-Lyon’da Düğün
Çeviren: Gülperi  Sert / 50 Sayfa
Lyon’da Düğün Fransız Devrimi sırasında yaşanan kargaşa ve zulüm günlerinde ölüme yaklaşan insanlara umut veren bir aşkın hikâyesidir. 1793’te kentte kurşuna dizilmeyi bekleyen karşı devrimcilerin toplandığı hapishane tuhaf bir nikâha sahne olur. İki Yalnız İnsan, acı çeken iki çaresiz insanı buluşturur. Birinin yüreğinden kopan çığlık diğerininkinde karşılık bulurken, farkında olmadan birbirlerinin yıllar süren yalnızlığına son verirler. Wondrak ise yazarın savaş karşıtı yapıtlarından biridir. Bohemya’nın küçük bir kentinde çirkinliğiyle sürekli alaya maruz kalan bir kadın tecavüze uğradıktan sonra doğurduğu çocuk sayesinde yaşama tutunmuştur, ama patlak veren Birinci Dünya Savaşı yüzünden oğlunu askere alarak ondan koparmaları söz konusudur. Zweig bu öykülerde toplum dışına itilmiş karakterleri üzerinden insanlık durumunu analiz eder. Karakterlerinin başlarından geçenler “yazgı” değil, insanlığın iflasının sonucudur.

4-Kızıl
Çeviren: Regaip Minareci / 67 Sayfa
Zweig gençlik dönemi yapıtlarından Kızıl’da öğrenim için Viyana’ya giden genç bir tıp öğrencisinin büyük kentin  gerçekliğine uyum sağlama ve yetişkinliğe adım atma sürecini anlatır. Kendini birdenbire ailesinden uzakta soğuk bir odada yapyalnız bulan bu “çocuksu” genç adam, zamanla girdiği bunalımın etkisiyle hayallerinden, başlangıçta büyük bir hevesle sarıldığı tıp eğitiminden vazgeçme noktasına gelmiştir. Tam da o günlerde kızıla yakalanan ve yardımına ihtiyaç duyan bir kız çocuğu onu hayata geri çağırır… 1908 yılına ait bu anlatı, Zweig’ın daha o zamanlar çoktan bir novella üstadı olup çıktığının kanıtıdır adeta. Üstelik, yazarın sonraki yapıtlarında sıklıkla karşılaştığımız bir temanın peşine henüz kariyerinin başındayken düştüğünü; gaddar bir dünyada varoluşunu sürdüremeyecek kadar kırılgan insanların acılarını baştan beri dert edindiğini ortaya koyar.

5-Geçmişe Yolculuk
Çeviren: Regaip Minareci / 52 Sayfa
Zweig’ın 1920’li yıllarda yazdığı tahmin edilen bu novellanın el yazması ölümünden sonra oldukça geç bir tarihte,  1970’lerde gün ışığına çıkarıldı. Ve aşkın sınır tanımazlığı üzerine yazılmış en yoğun, en etkileyici metinler arasında yerini aldı. Geçmişe Yolculuk, zamana, mekâna ve değişen koşullara direnen yasak ve tutkulu bir aşkın hikâyesidir. Bu çılgın aşk önce okyanusun ve daha sonra da Birinci Dünya Savaşı’nın araya girmesiyle dokuz yıllık bir kesintiye uğrar. Yıllar sonra yeniden buluşan iki sevgilinin hayatları büyük bir değişime uğramıştır. Önlerinde uzanan belirsiz geleceğe, geçmişin sürekli aralarına giren gölgesine rağmen, aşk doludizgin sürmektedir…

6- Bir Çöküşün Öyküsü
Çeviren: Regaip Minareci / 48 Sayfa
Bu son derece çarpıcı çöküş öyküsü, XV. Louis döneminde Fransız sarayında epey etkili olmuş aristokrat bir kadının gerçek yaşamına dayanır. Madame de Prie günün birinde gözden düşer ve kral tarafından Normandiya’ya sürülür. İktidar sahibi ve ilgi odağı olduğu hareketli ve eğlenceli Paris günlerinden sonra, ne kadar süreceği belli olmayan, kendisiyle baş başa kalacağı bir sürgün dönemi beklemektedir onu. Ancak iktidar savaşları, entrika ve eğlenceden ibaret boş saray hayatı varoluşuna anlam katan tek şeydir. Hem kendini hem çevresindekileri sürekli kandırma eğilimindeki bu sığ ve kibirli kadın, malikânesinde gösterişli eğlenceler düzenleyerek Paris’teki hayatını yeniden canlandırmaya çalışır. Giderek mantıklı düşünme yetisini bütünüyle yitiren Madame de Prie, yeniden bütün dikkatleri üzerine çekebilmek için inanılmaz bir plan yapar.

7-Mecburiyet
Çeviren: Gülperi  Sert / 50 Sayfa
Savaş karşıtı görüşleriyle tanınan Zweig I. Dünya Savaşı boyunca bu görüşlerini yaymayı kendine misyon edinmişti. Avrupalı ve “dünya vatandaşı” kimliğine büyük değer veren yazar, yapıtlarında savaşın yıkıma uğrattığı “eski dünya”nın değerlerinin kayboluşunu büyük ölçüde dert edinmiştir. Mecburiyet ’in ana karakteri ressam Ferdinand da savaş sırasında askere alınmamak için İsviçre’ye kaçmıştır. Bir gün askerliğe elverişliliğinin tespiti için konsolosluğa davet edildiğinde, karısının şiddet karşıtı duruşuna ihanet etmemesi yolundaki telkinlerine karşın kendini gitmek zorunda hisseder. Görev duygusu, savaş karşıtı düşünceleri ve karısına duyduğu sevgi arasında sıkışıp kalmıştır. Ferdinand her ne kadar “insanlığın ötesinde bir vatanı” olmasa da, “yirmi milyon insanı boğan o zinciri” kıramayacağını düşünür…

8-Ay Işığı Sokağı
Çeviren: Regaip Minareci / 74 Sayfa
Fransa’nın bir liman kentinin denizci mahallesinde gezinirken duyduğu arya söyleyen sesi izleyerek tanımadığı insanların marazi hayatlarına dalan bir gezgin; patronuna kölece bağlılığı yüzünden korkunç bir eyleme sürüklenen karanlık, itici ve yabani bir hizmetçi; 1810 yılında İspanya’daki savaşta yaralanan, düşman bir ülkede amansız bir hayatta kalma mücadelesine girişen bir Fransız albay; 1918 yılının bir yaz gecesi Leman gölünde bulunup kurtarılan, ancak sonra yüreğini kavuran yurt özlemine yenik düşen bir Rus savaş esiri; yaşıtları üniversiteye giderken hâlâ liseye devam eden avare bir gencin öğretmeninin otoritesine isyan ettikten sonra ödediği ağır bedel. Zweig bu öykülerde insanı insanlıktan çıkarıp en uç noktalara sürükleyen deneyimlerin izini sürerken, okuru da ister istemez karakterlerinin ruh çalkantılarının içine çekiyor…

9-Amok Koşucusu
Çeviren: Nafer Ermiş / 60 Sayfa
Amok Koşucusu doktor olarak yardıma ihtiyaç duyan bir insana el uzatmanın vicdani yükümlülüğüyle kendi karmaşık duyguları arasında sıkışıp kalan bir adamın hikâyesidir. Hollanda Doğu Hint Adaları’nda görev yapan bir doktor, dara düşüp kendisine başvuran çok zengin bir kadının “yardım” talebini geri çevirir. Zira kadının mağrur ve hesapçı tavrı karşısında büyük bir öfkeye kapılmış, gururuna yenik düşmüştür.
Ancak söz konusu olan insan hayatıdır. Kısa süre içinde pişmanlığın pençesine düşer. Kadına yardım etmeyi saplantı haline getiren doktor, Malezya halkında rastlanan bir nevi öldürücü delilik olan hummanın, amokun etkisi altına girer.

10-Korku
Çeviren: İlknur İgan / 75 Sayfa
Rahat ve korunaklı bir yaşam süren saygın bir kadın, sekiz yıllık evliliğinden sıkılmış, burjuva dünyasının kozasından çıkarak kendini genç bir piyanistin kollarına atmıştır. Ancak bu gizli ilişkiden haberdar olan bir şantajcının ansızın zuhur etmesiyle, hayatında yeni farkına vardığı bütün güzellikleri yitirme tehlikesiyle karşı karşıya kalır ve kahredici bir korkunun pençesine düşer. Korku insanı bilinçdışına itilmiş utanç verici deneyimlerden, bastırılmış pişmanlıklardan özgürleştirebilecek güçte bir yapıt.

11-Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat
Çeviren: Mahmure Kahraman / 72 Sayfa
Zweig bu novellası’nda bir kadının yaşamını bütünüyle değiştiren yirmi dört saatlik deneyimini anlatırken, insanda içkin saplantıların ve dayanılmaz arzuların sınırlarında gezinir. Özgürce ve tutkuyla içgüdülerinin peşine takılan bir kadının bu kısa ve yoğun hikâyesi, kadın kalbinin sırlarına ermiş ustanın kaleminde olağanüstü bir anlatıya dönüşür. Yapıtı için mekân olarak muhteşem atmosferiyle Fransız Riviera’sını seçen Zweig, 1920’li yılların sonlarında Avrupa’nın “kibar” tabakasının ikiyüzlü ahlak anlayışına yönelik eleştirel tavrıyla dikkat çeker.

12-Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Çeviren: Ahmet Cemal / 62 Sayfa
Stefan Zweig Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu (Brief einer Unbekannten) adlı uzun öyküsünü 1920’li yılların ilk yarısında kaleme aldı. Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu’nun kadın kahramanını sadece uzun bir mektubun yazarı olarak tanıyoruz. Kadının hayatı boyunca sevmiş olduğu erkek için kaleme aldığı bu mektubun “gönderen”inin adı yoktur. Mektubun başında tek bir hitap vardır: “Sana, beni asla tanımamış olan sana”. Kadın büyük tutkusunu hep bir “bilinmeyen” olarak, yani tek başına yaşamaya razıdır, bu aşk öyküsünde “taraflar” değil, sadece tek bir “taraf” vardır. Böylesine, gerçek anlamda aşk denilebilir mi? Zweig okurunu, bir kez daha, insan psikolojisinde eşine pek rastlanmayan bir yolculuğa davet ediyor. Bu yeni yolculuğun sonunda “mutlak aşk” kavramının şimdiye kadar bilinmeyen kıyılarına varmayı amaçlamış olması da bir ihtimal!

13-Satranç
Çeviren: Ahmet Cemal / 83 Sayfa
Stefan Zweig, çok geniş bir psikoloji birikimini eserlerinde bütünüyle kullanmış ender yazarlardandır. Onun dünya edebiyatında bir biyografi yazarı olarak kazandığı haklı ünün temelinde de bu özelliği, yani yazarlığının yanı sıra çok usta bir psikolog olması yatar. Satranç, Zweig’ın psikolojik birikimini bütünüyle devreye soktuğu bir öyküdür ve bu öykünün baş kişileri, tamamen yazarın biyografilerinde ele aldığı kişileri işleyiş biçimiyle sergilenmiştir. Zweig ölümünden hemen önce tamamladığı birkaç düzyazı metinden biri olan Satranç’ı kaleme aldığı sırada, karısı Lotte Zweig ile birlikte göç ettiği Brezilya’da yaşamaktaydı. Satranç’ta da, olay yeri olarak New York’dan Buenos Aires’e gitmekte olan bir yolcu gemisini seçmiştir. Bu gemide tamamen rastlantı sonucu karşılaşan üç kişi: yeni dünya satranç şampiyonu Mirko Czentovic, sıradan bir satranç oyuncusu olan anlatıcı ve bir zamanlar çok usta bir satranç oyuncusu olan, ama hayli zamandır satrançtan uzak kalmış bulunan Dr. B., öykünün aktörleridir.

14-Mürebbiye
Çeviren: İlknur İgan / 83 Sayfa
Mürebbiyeleri katı bir ahlak anlayışının kurbanı olurken, yetişkin dünyasının gaddarlığıyla tanışan iki masum çocuk; Como gölü kıyısındaki bir otelin dingin ortamında gözüne kestirdiği bir genç kıza imzasız aşk mektupları yazarak zalimce bir oyuna girişen görmüş geçirmiş beyefendi; Tirol Alplerinde küçük bir lokantada gençliğinin platonik aşkıyla karşılaşan, artık düşkün ve yaşlı olan bu adama yıllar öncesinden duyduğu gönül borcunu ödeme fırsatı bulan evli bir kadın; bir genç kızın yarı histerik şefkat arayışında ifadesini bulan susuzluktan kurumuş toprak ve sıkıntılı yağmur bekleyişi.
Zweig bu öykü derlemesinde, dönüştürücü deneyimleri sağlam anlatılara dönüştürmekteki ustalığıyla yine insanın kusurlarını, özlemlerini, karşılaştığı engelleyici durumları empatiyle çözümlüyor.

15-Yakıcı Sır
Çeviren: İlknur İgan / 88 Sayfa
Kısa bir tatil için Avusturya Alplerine giden bir baron, zamanını zararsız bir flörtle renklendirmenin yollarını aramaktadır. Kendine fazlasıyla güvenen ve gönül maceralarına her zaman açık olan bu müzmin kadın avcısı, kısa sürede kendisine bir av bulmakta hiç zorlanmayacaktır. Tanışıp yakınlaşmak istediği kadının on iki yaşındaki oğluyla ahbaplık kurarak işe koyulur. Yakıcı Sır annesini elde etmek isteyen bu narsist çapkın tarafından kullanılan bir çocuğun hikâyesidir aslında. Ne var ki, yetişkin dünyası bazen masum çocuklara büyüklere göründüğünden çok daha berrak görünmektedir…

16-Gömülü Şamdan
Çeviren: Regaip Minareci / 110 Sayfa
Süleyman’ın tapınağından çıkan, Yahudilerin kutsal emaneti yedi kollu şamdanın 455 yılında Roma’yı yağmalayan Vandalların eline geçmesi, kentin Yahudi cemaatinde şok etkisi yaratır. Cemaatin yaşlıları, olan biteni gelecek kuşaklara aktarması için o sırada yedi yaşında olan Benjamin’i de yanlarına alarak kutsal Menora’yı denizaşırı yolculuğuna uğurlarlar. Seksen yıl sonra aynı Benjamin, şamdanı Yahudilere geri vermesi için İmparator İustinianos’a yalvarmak üzere Bizans’a gider. İustinianos’un Kudüs’teki bir Hıristiyan kilisesine gönderdiği şamdan, orada kaybolmuştur. Ancak Zweig Gömülü Şamdan’da söylenceye bir gün yeniden kavuşma umudu barındıran bir final atfeder.

17-Clarissa
Çeviren: Gülperi  Sert / 178 Sayfa
Zweig hayatının son dönemlerinde başladığı, taslağı 1981’de gün ışığına çıkarılan ve yayıncısı tarafından tamamlanan Clarissa’da, 1902 yılından Birinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesine kadar geçen dönemde, dünyanın halini genç bir kadının gözünden anlatır. Avusturyalı bir subayın kızı olan Clarissa bir manastır okulunda büyümüş, eğitimini tamamladıktan sonra Viyanalı ünlü bir sinir hastalıkları uzmanının yanında çalışmaya başlamıştır. Lozan’daki bir kongrede barışsever Fransız öğretmen Léonard’la tanışır. Birbirlerine âşık olurlar. Savaş yüzünden ayrılmak zorunda kaldıklarında Clarissa hamiledir. Üstelik karnındaki bebeğin babası aynı zamanda düşmanıdır da. Milliyetçi bir histerinin kol gezdiği parçalanmış Avrupa’da bu bebeği doğurmak yalnızca kişisel bir karar değildir artık.

18-Hayatın Mucizeleri
Çeviren: Gülperi Sert / 80 Sayfa
Zweig'ın 23 yaşındayken yayımladığı Hayatın Mucizeleri daha o zamandan tarihe duyduğu ilgiyi gözler önüne serer. 16. Yüzyılda Anvers'de geçen ve yolları tesadüfen kesişen Yahudi bir genç kızla yaşlı bir Hıristiyan ressam arasındaki dostluğu anlatan öykünün arka planında Hollanda'nın İspanyol yönetimine karşı isyanı vardır. Çocukken Hıristiyanların şiddet eylemlerine hedef olan ve iyi yürekli bir asker tarafından kurtarılan Esther adlı Yahudi kız bir Katolik kilisesine asılacak dini bir tabloya modellik eder. Hayatın ve dinin anlamı sanat ve sanatçının yaratma edimi gibi temalara eşlik eden "beklenmedik karşılaşma" motifi ve Anvers'in tarihsel detaylarla betimlenen atmosferi Zweig'ın sonraki yapıtlarının habercisidir.

19-İnsanlığın Yıldızının Yükseldiği Anlar
Çeviren: İlknur İgan / 288 Sayfa
İnsanlık tarihi boyunca gerçekten önemli ve utkulu bir ana ulaşmak için milyonlarca saatin akıp gitmesi gerekir. Zweig'a göre "tüm zamanların en büyük şairi ve gösteri sanatçısı" olan tarihin akışı gündelik ve sıradan olaylarla doludur. Ancak tarihe yön veren birbirini izleyen bu sıradan olayları ara sıra kesintiye uğratan olağanüstü ve unutulmaz anlardır. Yazar bu yapıtında insanlığın yazgısını değiştiren bu anlardan on dördünü resim sanatından ödünç aldığı bir biçimle birer "minyatür" olarak gözlerimizin önüne serer.
İstanbul'un fethi sırasında yetmiş geminin bir gecede vadilerden tepelerden bağlardan ve ormanlardan aşırılarak Haliç'e indirilmesi; Waterloo Savaşı'nın sonucunu değiştiren bir anlık hata; 74 yaşındaki Goethe'nin 19 yaşında bir genç kıza duyduğu aşkla yarattığı başyapıt; Rus devrimini başlatmak üzere Zürich'ten yola çıkıp Almanya üzerinden mühürlü bir trenle ülkesine dönen Lenin... bu kitapta anlatılan tek tek bireyler tarafında yaşanan ancak tarihin akışını değiştiren deneyimlerden bazılarıdır. Zweig insanı keşfetme yaratma ve bazen de fiziksel koşulların yol açtığı sınırları aşma kapasitesiyle olduğu kadar zaafları ve yetersizlikleriyle de her zaman geleceği belirleyen başlıca unsur olarak görür.

20-Rahel Tanrı'yla Hesaplaşıyor
Çeviren: Gülperi Sert / 80 Sayfa
Zweig'ın menkıbelerinde hikâye edilen kişiler Tanrı'yı ve kendilerini ararken hayatlarının anlamını bulacaklarına dair umutlarını her daim korurlar. Yazar Rahel Tanrı'yla Hesaplaşıyor'da Rahel ile Yakup'un Eski Ahit 'teki hikâyelerini Kutsal Kitap'taki anlatım biçimini anıştıran bir üslupla ve elbette kendi yorumunu katarak aktarır. Üçüncü GüvercininHikâyesi'ni de Nuh Tufanı'ndan esinlenerek kaleme almıştır. Nuh'un tufandan sonra suların çekilip çekilmediğini anlamak için gönderdiği üçüncü güvercin geri dönmez. Ancak Zweig'ın öyküsünde güvercinin dönmeyişinin nedeni Eski Ahit 'teki gibi toprağın kuruması değil her yerde ölüm ve felaket görmesidir. Esin kaynağı Bhagavad Gita olan Ölümsüz Kardeşin Gözleri ise Virata adlı bir savaşçıyla ilgilidir. Bir savaşta bilmeden öldürdüğü ağabeyinin gözleri Virata'yı her yerde izler. İnsanlardan uzakta günahtan arınmış olarak yaşamını sürdürmeye çalışsa da eylemlerinin başka insanların yaşamlarını etkilemesine engel olmayacaktır.

21.Kendi Hayatının Şiirini Yazanlar: Casanova Stendhal Tolstoy
Çeviren: Gülperi Sert / 407 Sayfa
Stefan Zweig "Dünya Fikir Mimarları" dizisinde yer alan Kendi Hayatının Şiirini Yazanlar kitabında pek çok açıdan birbirinden farklı üç yazarın Casanova Stendhal ve Tolstoy'un hikayesini anlatıyor; bu üç ayrıksı ismin yaşamlarına biyografik duygusal felsefi ve insani bir sondaj yapıyor. İlk bakışta Casanova gibi rahat ahlak kurallarına uymayan bir çapkınla yaptığı ve yapmadığı her davranışın kökenini kendi Ben'inde arayan bir yazar olan Stendhal ve ahlak savunucusu gerçek bir sanatçı olan Tolstoy'un yaşam öykülerini aynı kitapta bulmak okuru şaşırtsa da Zweig bu üç ismi "Kendi Ben'lerinin dünyasını evrene açmayı sanatlarının en önemli görevi olarak görmüş olmak" ortak paydasında buluşturuyor.
Türkçeye ilk kez orjinal dili Almanca'dan çevrilen Kendi Hayatının Şiirini Yazanlar'da okuru bu üç önemli ismin içine doğdukları coğrafya ve çağın portresinin yanı sıra Zweig'in bütün eserlerine hakim olan derin bir edebiyat ve felsefe tadı bekliyor.

22-Üç Büyük Usta: Balzac Dickens Dostoyevski 
Çeviren: Nafer Ermiş / 228 Sayfa
Dünya Fikir Mimarları
Stefan Zweig üç büyük yazarın yaşam öyküleri üzerinden okurlarını dünya tarihine edebi dehanın sınırlarına bir yolculuğa çıkarıyor. 'Toplumun romanının yazan' Balzac; 'ailenin romanını yazan' Dickens ve 'bireyin romanını yazan' Dostoyevski Zweig'ın eserinde bir arada. ''Üç Büyük Usta'' roman sanatının bu üç büyük yazarı üzerinden bir dönem portresi veriyor.

23-Kendileriyle Savaşanlar Hölderlin - Kleist - Nietzsche
Çeviren: Nafer Ermiş / 352 Sayfa
Stefan Zweig Kendileriyle Savaşanlar'da Hölderlin Kleist ve Nietzsche'nin yaşamöykülerini anlatıyor. Bu üç yazarın yaşamlarının ortak yanı mizaçlarını belirleyen neredeyse tabiatüstü bir güçle bitmek bilmeyen bir iç mücadeleyi sürdürmeleridir. İçlerindeki bu güç yaşamlarının birer tragedya olarak sürüp öyle sona ermesine neden olmuştur. Yazar Hölderlin Kleist ve Nietzsche'nin yaşamöykülerini çağdaşları Goethe'nin hayatından kesitlerle birlikte ele almıştır. Goethe'nin karşı kutbu oluşturan hayatı algılayışı biçimleyişi ve hayatla yaratıcılık arasında kurduğu bağ sergilenen yaşamların farklılıklarını daha belirgin hale getirmektedir.
Zweig Kendileriyle Savaşanlar'da yaratıcılık serüveni anlaşılma sorunu ve sanatçının çevresine karşı tutumunu gerçeğe bağlılıktan ayrılmadan derin bir duyarlılıkla işlemiştir.

24-Bir Zanaatla Beklenmedik Karşılaşma
Çevirmen: Gülperi Sert / 64 Sayfa
Stefan Zweig bu kez gündelik yaşamın içinde yatan gizil bilgeliği keşfe çağırıyor okurunu. Kahramanımız duyduğu taşkın merakla Paris'in nehir gibi akan kalabalığına karıştığında kentin ona nasıl sürprizlerle yanıt vereceğinden habersiz görünüyor. Sherlock Holmes bakışıyla insan portrelerini çıkarırken birden gözleyen ile gözlenenin av ile avcının öğreten ile öğrenenin yer değiştirdiği baş döndürücü bir çalkantı içinde buluyor kendini. Ya da tam tersi bu kez Viyana Prater'de durağan ve süslü yaşamından gündelik yaşamın sıradanlığına kaçan bir kahramanda özgür aşkı toplumun kaygısız doğasını hatırlayışı okuyoruz. Bir Zanaatla Beklenmedik Karşılaşma ve Prater'de İlkbahar Zweig'ın en küçük ilişkilerin içine nüfuz eden en sıradanın içindeki zenginliği gören gözlem yeteneğine çarpıcı iki örnek.


Yazar Hakkında
Stefan Zweig (1881-1942): Roman, şiir, öykü, deneme ve oyun gibi farklı türlerde yetkin ürünler veren yazar, Viyana’da doğdu. Avusturya, Fransa ve Almanya’da öğrenim gördü. Yaşamı boyunca Avrupa’nın hızlı değişimine tanıklık eden Zweig, 1913’te Salzburg’a yerleşti. 1934’te Nazilerin baskısı yüzünden bu kentten ayrıldı. Önce İngiltere’ye, 1940’ta da Brezilya’ya göç etti. 1942’de karısıyla birlikte intihar etti. Psikolojiye ve Freud’un öğretisine duyduğu ilgi onu derin karakter incelemelerine götürmüştü. Önemli denemeleri arasında Balzac, Dickens ve Dostoyevski’yi konu aldığı Drei Meister (1920; Üç Büyük Usta); Hölderlin, Kleist ve Nietzsche’yi incelediği Der Kampf mit dem Dämon (1925; Kendileriyle Savaşanlar) ile Casanova, Stendhal ve Tolstoy’la ilgili Drei Dichter ihres Lebens (1928; Kendi Hayatının Şiirini Yazanlar) sayılabilir. Yazara ün kazandıran bir başka yapıtı Sternstunden der Menschheit’tır (1928; Yıldızın Parladığı Anlar). Zweig ayrıca Joseph Fouché, Marie Antoinette ve Mary Stuart’ın nesnellikten çok sezgiye dayanan biyografilerini yazmıştır. Çok sayıda yapıtı arasında Verwirrung der Gefühle (1925; Karmaşık Duygular) adlı bir öykü kitabıyla, Ungeduld des Herzens (1938; Sabırsız Yürek) adlı bir psikolojik romanı da mevcuttur.

Ürün Özellikleri

  • Yayın Tarihi

    2018

  • ISBN

    9280000007396

  • Yayınevi

    İş Bankası Kültür Yayınları

  • Yazar

    Stefan Zweig

  • Kitap Türü

    Ciltsiz

  • Yayın Dili

    Türkçe

  • Marka

    Diğer

Ürün Değerlendirmeleri 1 değerlendirme

1
1
1 kişi
5
0
4
0
3
0
2
0
1
1
tümü (1)
kargo & teslimat (1)
iade & değişim (1)
paketleme (1)
mağaza (1)
tavsiye (1)
(0)
(0)
(0)
(0)
(1)
  • 28.10.2023

    kesinlikle almayın. İade edene kadar ne çektim. 24 kitap yazıyor. 10 kitap gönderdiler. kargoda eksilmiş olabilir diye cevap aldım. Bana gelen paket gayet düzgündü. kargo ile alakalı bir durum degildi yani.

    n11 üyesi 0
    Kullanıcı bu ürünü AkanKitap satıcısından aldı.

Diğer Mağazalar 1 mağaza listeleniyor

  • Ücretsiz Kargo
  • Hızlı Gönderim
  • Başarılı Mağaza
  • Akıllı Sıralama Nasıl Çalışır?

Ücretsiz Kargo

En geç 29 Nisan Pazartesi kargoda

SEPETTE 505,75 TL
Teslimat Bilgileri

KARGO ÜCRETİ

Ücretsiz Kargo

ŞEHİR

İstanbul

GÖNDERİM SÜRESİ

En geç 30 Nisan Salı

Salgın önlemleri nedeniyle Kargolarda oluşan yoğunluktan dolayı gecikmeler yaşanmaktadır. Bu yüzden kargolama sürelerini uzun tutmak durumunda kaldık. Siparişiniz hazır olduğunda kargolama tarihi beklenmeden gönderilecektir. Teslimatta Aksaklık Yaşamamak İçin Lütfen Geçerli Bir Telefon Numarası Yazınız. Firmamız Aras Kargo İle Anlaşmalıdır.

İade Bilgileri
n11’den satın aldığınız ürünler için cayma hakkınızı kullanabilirsiniz.*

İade / değişim
talebini oluştur

Ürünü mağazaya
gönder

Mağaza iade / değişimini
onaylasın

Paran kartına
iade edilsin

n11
  • n11’den satın aldığınız ürünler için cayma hakkınızı kullanabilirsiniz.*
  • Ürünle ilgili bilgi almak için Mağazaya Soru Sor alanından mağazayla iletişime geçebilirsiniz.
  • Ürünü iade edebilirsiniz. İade sürecini görmek için tıklayınız.
  • Ürünü mağazaya ücretsiz göndermek için mağazanın anlaşmalı kargo firmasını tercih ediniz.

*Cayma Hakkı Kullanımı ve İade Şartları, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği hükümlerine tabidir.

Taksit Seçenekleri

Bireysel Kredi Kartları

Ticari Kredi Kartları

Alışveriş Kredisi