Bu içerik Kitapistiyoruz mağazası tarafından hazırlanmıştır.
Efsun
Dupduru, yer yer hüzünlü, yer yer coşkulu ama hep çağıldayan, insana kendini iyi hissettiren bir anlatım...
Olanca ışıltılarıyla ilginç karakterler...
Acının mizahla harmanlanışı...
Üç kuşak boyunca anlatılan, sonunda mutlaka kapanacak olan bir hesap...
İlmek ilmek dokunmuş, sürprizlerle dolu bir olay örgüsü...
Çağdaş bir aşk hikayesi olarak da nitelendirilebilecek olan Efsun, Selahattin Demirtaş&rsquoın artık iyice demini almış edebiyatçılığının son ürünü.
Leylan
&ldquoBu hayatta her şeyiyle güvenebildiğiniz en az bir kişi olmalı. Yoksa kendinizi hep yalnız hissedersiniz. İnsanların çoğu yalnızdır o yüzden, yapayalnız. Yaşananlar kelepir bir hayatın ikinci el versiyonu gibidir. Yaptığınız hiçbir şey size ait değildir, benliğinize, özünüze. Hayatınız, tümüyle güvensiz bir ortamın mecburen size yaptırdıklarından ibarettir.
&ldquoSaf çocukluk halinizden geriye yüzünüzde &lsquomemur gülüşü&rsquo, dudaklarınızda &lsquogammaz öpüşü&rsquo kalır. Öptüğünüz yer kirlenir, güldüğünüz zaman herkes incinir. Elinizde etrafı yeşil dantelli beyaz bir mendil de yoksa temizleyemezsiniz hiçbir yerinizi.
&ldquoBen Serap&rsquoı böyle sevdim, en saf halimle, uzaktan.&rdquo
Yaşadığımız bu nefes aldırmayan, &ldquotuhaf&rdquo dönemin Diyarbakır&rsquoda başlayıp İstanbul&rsquoa, oradan Zürih&rsquoe uzanan ve Nusaybin&rsquode sonlanan hikâyesi... Muktedirlerin kirli sırıtışlarına inat, hülyasının, serabının üzerine titreyen, acısını içinde koyultsa da yalan ve şiddet üzerine kurulu &ldquozulüm makinesini&rdquo sabırla, mizahla, yoldaşça dayanışmayla, zekayla maskara eden insanlar: Kudret, Bedirhan, Sema, Mutlu, Zeliha ve sonrasında Celal. Hayatı &ldquobüyük insanlık&rdquoa zehretmeye yeminli o &ldquomakinenin&rdquo katı/soğuk gerçekliğine bir an olsun gevşemeyen bir varoluş mücadelesiyle, bilgece bir meydan okuyuşla göğüs geren karakterler&hellip
Devran
Toz duman kenarlardan, taşradan ve kuytulardan, memleketten yoksulluk halleri. Utananlar, üzülenler, âşıklar, yevmiyeciler, küçük kasabalar, hazin ve uzakta kalan hayatlar.
Devran, inatçı neşesiyle geçip giden zamanın çarpıklığını anlatıyor. Umut umut, cümle cümle&hellip Evvela mahsus selam ediyor doğan güne.
Selahattin Demirtaş, yaralıların, umarsızların, kalbi hızla çarpanların hikâyecisi. Sofrasında konuk ağırlayan, durup durup konuşan&hellip
Doksanların başı, ziraat fakültesini yeni bitirmişim, iş güç yok henüz. Günün çoğunu evde iş projeleri ve gelecek planlarıyla geçiriyorum. Dile kolay, her gün elli tane iş kuruyorum kafamda. Hemen para kazanmaya başlamam lazım diyorum. Acayip zengin olasım gelmiş, yerimde duramıyorum. Fakirlik içinde büyümüşüz, fakir fakir okuyup üniversiteyi de bitirmişiz. Ama her şeyin bir sonu olduğuna göre fakirliğin de bir sonu var değil mi?
Seher
Seher&rsquodeki hikayeler, heveskar işi değil insana ve yaşama duyulan derin sevginin ince bir mizahla harmanladığı has yazar işi metinler. Karşımızda, tutsaklık günlerinde vakit doldurmak için yazan biri değil, bugüne kadar ortaya çıkmamış, okura ulaşmamış bir edebiyatçı var.
Demirtaş&rsquoın hikayelerini okuyunca, keşke halkına, ülkesine, dünyaya karşı duyduğu sorumluluk ağır basmasaydı da yazar olsaydı diye hayıflandım. Sonra, edebiyat-sanat damarımın bencilliğinden utandım: o zaman, edebiyat bir yazar kazanacak ama Türkiye Demirtaş kalibresinde bir siyasetçiden, geleceğin önemli bir liderinden, barış ve özgürlük umudundan yoksun kalacaktı.
- Oya Baydar
Siyaset ve sanat disiplinleri birbirine benzemez. Siyaset doğru zamanda siyasi açıdan doğru olanı söylemek ve gerçek düşünceleri saklamak ilkesine sahipken, sanatçı deyim yerindeyse yüreğini kazıyarak en gizli duygularını, en büyük kitleyle paylaşmaya koşullanmıştır. Bu açıdan Selahattin Demirtaş&rsquoın değerli öykülerini özel bir yere koymamız gerekir diye düşünüyorum. Acılar karşısında duyarlı bir yüreğin çığlığını yansıtan bu öyküler, siyasetten çok daha derin bir insani damara dokunuyor.
Kitabın özenli ve akıcı bir Türkçeyle yazılmış olması, hem estetik hem de toplumsal açıdan ayrıca övgüye değer. Bu ülkedeki herkesi birleştirecek olan ortak payda sanatın büyülü yaratıcılığında gizli. Çünkü sanat, vicdanın dilidir. Selahattin Demirtaş da bu dili konuşuyor.
- Zülfü Livaneli
Yayınevi
Dipnot Yayınları
Yazar
Kolektif
Kitap Türü
Roman
Yayın Dili
Türkçe
Marka
Bu ürünle ilgili henüz yorum ve değerlendirme yapılmamış
Bu ürün için başka satıcı bulunamadı.
Ücretsiz Kargo
Kocaeli
En geç 2 Mayıs Perşembe
İade / değişim
talebini oluştur
Ürünü mağazaya
gönder
Mağaza iade / değişimini
onaylasın
Paran kartına
iade edilsin
*Cayma Hakkı Kullanımı ve İade Şartları, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği hükümlerine tabidir.