Bu içerik kitap11 mağazası tarafından hazırlanmıştır.
Türk müziğimiz kullanmış olduğu nota sistemleriyle, repertuvarının
zenginliği, melodilerinin ve sözlerinin özgünlüğü ile ülkemizin en önemli
kültür hazinelerinden biri olmaktadır. Bu hazineyi korumak, yeni
nesillere öğretmek, sevdirmek, onu tanıtmak, geliştirmek ve uluslararası
platformlara taşımak en önemli kültür vazifelerinden biridir.
Türk sanat müziğimiz, Türk halk müziğimizin yanında; ülkemizde her
kesimden insanın severek dinlediği, eşlik etmekten hoşlandığı bir müzik
türümüzdür. Türk sanat müziği sözlü eserleri, ülkemizin zengin müzik
kültürünün bir parçası olmakta; aynı zamanda repertuvarın önemli
bir bölümünü oluşturmaktadır. Bu eserlerde bestekârların kullandığı
zengin melodiler ve güftekârların eserin manasını daha da güzelleştiren
güfteleriyle, dinleyiciler eşsiz bir müzik yolculuğuna çıkar. Bestekârlar
sözlü eserleri ortaya çıkarırken genellikle bir güfte şairinin şiirinden ya da
kendi yazmış oldukları bir şiirden ilham alırlar. Bunun sonucu olarak şiir;
bestekârın elinde musiki nağmeleriyle uyumlu bir şekilde adeta bir nakış
gibi işlenerek sözlü eser haline gelir.
Türk sanat müziğindeki sözlü eser formları Din Dışı Musiki ve Dini Musiki
formları olarak ikiye ayrılmakta; bu iki formun ise kendi içerisinde küçük
ve büyük formlar olmak üzere iki ayrı bölümü bulunmaktadır. Ayrıca sözlü
musiki içerisinde mehter musikimizde önemli bir yere sahip olmaktadır.
Bu eserler arasında toplum tarafından en çok dinlenen sözlü eserlerden
biri şarkı formudur. Türk sanat müziğinde yer alan küçük formdaki
eserler arasında önemli bir yere sahip olan şarkı formunun 19. yüzyıl
bestekârlarından Hacı Arif bey ve Şevki bey ile geliştiği bilinmektedir.
Tanıtım Metni
Bu İlan DİA Kurumsal Yönetim Sistemi ile Listelenmiştir