Geri bildiriminiz için teşekkür ederiz.
Sizin için geliştirmelere devam ediyoruz, keyifli alışverişler.
Amin Maalouf 25 Şubat 1949 yılında Beyrut’ta doğdu. İsminin söylenişi Emin Maluf olan yazar, hayatının büyük bölümünü Fransa’da geçirdi. Lübnan’da iç savaşın çıktığı bir dönem Lübnan’da gazetecilik yaptı. 1975 yılında Paris'e göç etti. Amin Maalouf köşe yazarlığı ve yöneticilik de yapmıştır. Birçok önemli esere imzasını atan yazarın kitapları uzun süre en çok okunanlar listesinde yer almıştır.
Üniversite eğitimini Ekonomi ve Toplum Bilim üzerine alan yazarın bir dönem gazetecilik yapması, edebi kariyerinin gelişmesine çok önemli katkı sağlar. Yazar, yapıtlarında Akdeniz ve Asya kültürlerini .arpıcı detaylarla anlatır. Amin Maalouf’un ilk eseri 1983 yılına tekabül eder. Arapların Gözüyle Haçlı Seferleri isimli eseri Fransızca olarak yayımlandı. Kitapta, Haçlı Seferlerini Arapların Tarafından anlatır. Kitabın yazımında derin araştırmalar yapılmıştır. Amin Maalouf edebiyat dünyasına başarılı bir şekilde adım atmasını sağlayan eserinin ardından 1986 yılında ikinci kitabı olan “Afrikalı Leo” isimli eserini kaleme aldı. Amin Maalouf Afrikalı Leo kitabında yaşanmış bir hikayeyi kullandı. Kitapta Leo Africanus isimli bir kişinin farklı kültürler tarafından yoğrulması anlatılır. Kitabın güçlü betimlemelerden oluşması ve detayların gerçekçi şekilde aktarılması okuyucularına döneme birebir tanıklık etmiş hissi verir. Yazarın ilgi çeken bir diğer kitabı olan “Semerkant” ise, “Çok Satanlar” listesinden düşmeyen bir yapıttır. 1988 yılında yazılan kitap günümüzün en sevilen eserlerindendir. Amin Maalouf Semerkant kitabında 11. ve 20. yüzyılı anlatır. Tarihi roman niteliğinde olan kitapta Ömer Hayyam ve Benjamin Omar’ın hikayeleri aktarılır. İki farklı karakterin ve zamanın anlatıldığı eserde keskin geçiş yapılsa da anlatım son derece sürükleyicidir.
Amin Maalouf Afrikalı Leo ve Semerkant isimli eserleri ile birlikte edebiyat dünyasında saygın bir yer kazandı. Farklı kültürleri başarılı şekilde anlatmayı başaran yazarın etkili dili sayesinde eserleri birçok ülkede yoğun ilgi gördü. Yazar, 1991 yılında Işık Bahçeleri isimli romanını kaleme aldı. Işık Bahçeleri’nde Hoşgörü Peygamberi Mani anlatılır. Mani’nin yaşam öyküsü ve inancı anlatılırken politik sorunlara da işaret edilir. Maniheizmi anlatan kitapta akıcı üslup okuyucuların beğenisini kazanır. Ardından Amin Maalouf, Beatrice'den Sonra Birinci Yüzyıl (1992) ve Tanios Kayası (1993) isimli eserlerini kaleme aldı. 1996 yılında ise Doğunun Limanları kitabı ile yoğun ilgi görmeye devam etti. Amin Maalouf Doğu’nun Limanları kitabında tarihi olayları tüm duygusallığı ile anlatır. Kitapta güçlü anlatım tekniğini kullanan yazar, savaşın hissettirdiği mutsuzluğa ve çaresizliğe ayna tutar. Amin Maalouf Yüzüncü Ad kitabında ise Baldassare Embriaco’nun 1665 senesinde Lübnan’a yolunun düşmesi anlatılır. 2007 yılında yazılan kitapta Baldassare’nin macera dolu yolculuğu konu edilir. Baldassare ‘nin Allah’ın yüzüncü adını arama yolculuğunun anlatıldığı kitapta tarihi olaylara ve güçlü tasvirlere yer verilir. Diğer önemli Amin Maalouf kitapları ise şunlardır: Yolların Başlangıcı (2004), Doğudan Uzakta (2012).
Amin Maalouf kitaplarında yaşanmış olayları ve gerçekle bağlantılı kurgusal öyküleri anlatır. Yazarın, Ortadoğu hakkında geniş bilgisi vardır. Eserlerinde sık sık Ortadoğu sıklıkla anlatılır. Olay örgüsünde kullanılan betimlemeler detaylı ve gerçekçidir. Ayrıca, kitaplarında kullandığı sade anlatım tekniği geniş çevrelerce okunmasını sağlar. Amin Maalouf eserleritarihi nitelik taşımasına rağmen geniş hayal gücü ile birlikte kullanılır. Bu sayede okuyucu bilgilenirken eğlenme imkanı elde eder. Yazarın genellikle eserleri roman türündedir. Fakat; deneme ve opera librettosu konularında da eserleri vardır. Deneme türünde yazdığı Uygarlıkların Batışı (2019) eseri beğenilen kitaplarından bir tanesidir. Amin Maalouf Uygarlıkların Batışı kitabında insanlara ve toplumlara yönelik saptamalarda bulunur. Yazarın son kitabı olan eserde tarihi olaylar ilginç detayları ile birlikte anlatılır. Amin Maalouf Tanios Kayası (1993) eseri ile 1993 yılında Goncourt Akademisi Edebiyat Ödülü kazanmıştır. Yazarın ikinci ödülü ise 2010 yılında Asturias Prensliği Ödülü alanında verilmiştir. Yazar bu ödüle hoşgörülü çizgisi, kültürler arasında kurduğu köprü ve uzlaşmacı çizgisi sayesinde layık görülmüştür.