Geri bildiriminiz için teşekkür ederiz.
Sizin için geliştirmelere devam ediyoruz, keyifli alışverişler.
Türk edebiyatının en önemli yazarlarından olan Reşat Nuri Güntekin 25 Kasım 1889 tarihinde İstanbul’da doğmuştur. İlköğrenimini Çanakkale’de Mekteb-i İptidai’de tamamlamıştır. Galatasaray Lisesi’nde bir sene okuduktan sonra İzmir’deki Fransız Okulu’na kayıt olmuştur. Bu okulu bitirmeden ayrılmış ve 1912 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ni bitirmiştir. Bursa Sultanisi’nde Fransızca öğretmenliği yaptıktan sonra 1916’da İstanbul’a atanmıştır.
Birçok okulda öğretmenlik yapmış ve felsefe dersleri okutmuştur. Mahmut Yesari ile birlikte Kelebek isimli bir mizah dergisi çıkarmıştır (1923-1924). Liselerde edebiyat öğretmenliği yapmış ve 1931 yılında Milli Eğitim Bakanlığı Müfettişi olmuştur. 1947’de Memleket isimli gazeteyi çıkarmıştır. Reşat Nuri Güntekin kitaplarında dili sade, akıcı ve süssüzdür. Anadolu insanını anlattığı eserlerini halkın konuştuğu Türkçenin açıklığıyla kaleme almıştır. Küçük öyküler, eleştiriler, piyesler ve gezi yazıları yazmıştır. Ama ona en büyük ünün getiren romanları olmuştur. Tiyatro yazılarına 1918’de Zaman Gazetesi’nde yayımlanan “Temaşa Haftaları” adlı tiyatro eleştirileriyle başlamıştır. Öğretmen olduğu dönemlerde Anadolu’da gördüklerini, duyduklarını, gelenek görenekleri üstün gözlem yeteneğiyle yazdığı kitaplara aktarabilmiştir. Yazın hayatı 1918’de Cemal Nimet mahlasıyla yazdığı “Haberlerin Çiçeği” isimli romanı ve “Eski Ahbap” isimli öyküsü ile başlamıştır. Bu öyküsünü “Diken” isimli dergide yayımlanmıştır. Bir süre mizah ve magazin yazıları da yazmış “Ateşböceği, Yıldızböceği, Ağustosböceği” takma isimlerini kullanmıştır. Yapıtlarında gözlem yeteneğinden kaynaklanan realizm akımı ve romantizm ağır basmaktadır. Anlatımında psikolojik tahlillerini ve konuşma dilini yoğun olarak kullanmıştır.
İlk romanı olan “Gizli El” 1922 yılında yayımlanmıştır. Romanın kahramanı Şeref Bey olgunlaşmamış bir karakterdir. Roman, kişiliğindeki bu zayıflıktan dolayı kitaba ismini veren gizli elin onu kullanmaya başladığını anlatıyor. Aynı yıl yayımlanan ve yazarın en tanınmış eseri Çalıkuşu olmuştur. Bu kitabı 2013 yılında televizyon dizi olarak uyarlanmıştır. İnançlı ve idealist bir öğretmen olan genç kızın Anadolu’da yaşadıklarının anlatıldığı bu roman ilk kez 1922 yılında Vakit Gazetesi’nde yayımlanmıştır. 1924’de yayımlanan romanı Damga yasak bir aşkın ortaya çıkmasından sonra kendini feda edip toplum tarafından damgalanan aşığın hikâyesidir. 1925’te Dudaktan Kalbe romanı da yine imkansız bir aşk temasını işlemektedir. Romanlarında daha çok romantik aşkları işleyen Reşat Nuri Güntekin 1926’da yayımladığı “Akşam Güneşi” de bir sevda romanıdır. Mektep ve medrese çatışmasını, eski ve yeni rejimi konu alan Yeşil Gece adlı romanı 1928’de yayımlanmıştır. Bu eserini Ahmet Hamdi Tanpınar son yirmi yılın en iyi romanı olarak değerlendirmiştir. 1928’de Acımak kitabını okurlarıyla buluşturmuştur. 1930’da Yaprak Dökümüyazarın olgunluk döneminde yazdığı romanlarındandır. Bu romanı 2005 yılında televizyon dizisi olarak uyarlanmıştır. Sosyal değişmelere karşı katı davranan ahlakçı bir zihniyete sahip Ali Rıza Bey ve ailesinin trajik hayatını anlatmıştır.
Reşat Nuri Güntekin İstanbul’u konu edinen edebiyatın sınırlarını aşıp Türk edebiyatını Anadolu’ya taşımış yazarlardandır. Müfettişlik yıllarında da birçok yeri gezip görmüş ve Anadolu insanının sıkıntısını ve yaşadığı zorluklara rağmen verdikleri yaşam mücadelesine eserlerinde gerçekçilikle yer vermiştir. Cumhuriyet döneminde hayali kurulan modern Türk kadın tiplemesini ustalıkla kullanmıştır. Görevi sırasında gözlemlerini anlattığı “Anadolu Notları” gezi türünde yazılmış kıymetli eserlerden olmuştur. İlk piyesi 1918 yılında Hayreddin Rüşdü takma adıyla yayımladığı “Hakiki Kahramanlık” olarak bilinmektedir. İlk olarak 1950 yılında İstanbul Gazetesi’nde yayımlanan Kavak Yelleri yazarın ölümünden sonra, 1961 yılında kitap halinde basılmıştır. Ayrıca Cervantes’in Don Kişot, Albert Camus’nün “Yabancı”, Emile Zola’nın “Hakikat” isimli kitaplarını çevirmiştir. 1950 yılında Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Türkiye temsilciliği göreviyle Paris’te görev almıştır. Dört yıl sonra bu işe yaşından dolayı son vererek emekli olmuştur. Emekliye ayrıldığı 1954 yılı itibariyle İstanbul Şehir Tiyatrolarında Edebi kurul üyeliği yapmaya başlamıştır. Akciğer kanseri hastalığına yakalanmış tedavi için gittiği Londra’da hayata veda etmiştir. MEB’in belirlediği 100 Türk Edebiyatçısı’ndan biri olmuş, eserleri ortaokullarda ve liselerde okutulmuştur.