Geri bildiriminiz için teşekkür ederiz.
Sizin için geliştirmelere devam ediyoruz, keyifli alışverişler.
Şükrü Erbaş, 1953’te Yozgat’ta dünyaya geldi. Babası çiftçi Doğan Erbaş, annesi ise Lalezar Erbaş’tır. İlk ve ortaokulunu Yozgat’ta tamamladı. Gazi Eğitim Eğitim Enstitüsü Sosyal Bilgiler bölümünden 1978 yılında mezun oldu. Erbaş, 1972 yılında başladığı memuriyet hayatına TMO Genel Müdürlüğü’nden 1998 yılında emekli olmaya hak kazandı. Erbaş, Edebiyatçılar Derneği’nde 1993-1995 yılları arasında genel sekreterlik, 1998-1999 yılları arasında ise başkanlık yapmıştır.
Şükrü Erbaş kendisini; ömrüne sahip çıkmaya çalışan bir insan olarak tanıtmaktadır. Adına çokça etkinlik ve sempozyum düzenlenen Şair Şükrü Erbaş, mütevazı hayatından hiçbir zaman vazgeçmedi. Bu onu günümüz şairler ve sanatçılarından ayrı yere konumlandırmaktadır. PEN yazarlar derneği üyesidir. Evli ve iki çocuk babası olan Erbaş, Antalya’da yaşamakta ve çalışmalarına devam etmektedir. Şiire başladığı dönemde toplumcu çizgisi ağır gelse de Erbaş’ın bireysel konulu şiirleri de vardır. Bireysel konumdan hareketle toplumsal ve sosyal meselelere uzanan sanat anlayışı vardır. Şair için; aşk, kaygı, korku, cesaret, yenilgi, direniş ve yalnızlık gibi bireysel sorunların çözümü toplumsal meselelerin içinde bulunmakta ve kendi şiir ise bu çözüm arayışının önemli bir parçasıdır. Şükrü Erbaş Ömür Hanım eseri de çok beğenilen eserleri arasındadır.
Şükrü Erbaş’ın şiirlerindeki seçkin özelliklerden birisi de halk şiirleri ve folklordan beslenmesidir. Şair, lirik denilebilecek şiirlerinde varoluşsal sorgulamalar icra etmektedir. Kimi zaman toplumsal meseleleri kendi kendine dert edinir. Kimi zaman bireysel sorunların çözümünü toplumsal meselelerde arar. Bu bakımdan şair aynı zamanda modern şiir konularını yansıtarak ve güncel imgeleri kullanarak kendi özgün hattını oluşturmaktadır. Şaire göre acılar ve sorunlardan yeni hayatlar çıkarılmalıdır. "Kimliksiz Değişim" adlı şiirlerde bireyin değişken durumlarına dair anlatılar yer almaktadır. ‘’Köylüleri Niçin Öldürmeliyiz?’’ kitabın en bilinen şiirinden olmakla birlikte dönemin toplumsal koşullarını, köy ve şehir hayatını, ezilenlerin toplumsal çelişkilerini ironik, alaycı ve sade bir şekilde şiirinde karşılaşılmaktadır. Bu ustalık gerektiren anlatım dili onun özgün bir şair olmasındaki en büyük özelliklerindendir. Erbaş’ın şiirlerinde genel bir değerlendirme yapılacak olursa; ölüm, aşk, kadın, sevgi, hasret, gurbet, yoksulluk, yalnızlık, yaşam sevgisi, eşitlik, adalet özlemi, sınıf bilinci, anne, baba ve aile gibi temaların çokça işlendiği görülebilir. Bunun yanı sıra doğum yeri olan Yozgat’ı mekân olarak önemli bir yerde tutmaktadır.
’Bağbozumu Şarkıları! adlı eserinde masalsı ve fantastik bir anlatıma sahiptir. Şükrü Erbaş şiir dönemini ikiye ayrılabilir. Şiir döneminin ilk dönemi; ‘Yolculuk’, ‘Küçük Acılar’ ve ‘Aykırı Yaşamak’ adlı kitaplarından oluşmaktadır. Bu kitaplarındaki şiirleri, dönemin şairlerinin şiirleri arasında taban tabana zıt bir dil mevcuttur. Şair Erbaş, ikinci döneminde yayımladığı eserlerinde şeklî olarak yeniliğe gitmiş ve farklı şekillerde, farklı biçimlerde şiirler kaleme almaya çalışmıştır. Kısmen diğer şairlere göre daha fazla kitaba ve şiire sahiptir. Şair için şu tahlil yapılabilir; toplumcu gerçekçilikle bireysellik arasında bağ kuran ve bireyselliği toplumdan ayırmadan şiirlerine işleyerek okura anlatmayı başaran usta bir şairdir. Aynı zamanda Şükrü Erbaş’ın düz yazı türlerinde de üretken bir yazar olduğunu ayrıca belirtmek gereklidir. 1985-1999 yılları arasında Yarın dergisinin yazı kurulunda yer almıştır. Bu Şükrü Erbaş’ın şiir dışında diğer yazı biçimlerinde de çalışmalar yaptığını gösteren önemli bir özelliktir. Şükrü Erbaş ‘Yolculuk’ şiiri ile Ceyhan Atıf Kansu Ödülü (1987)’nü almıştır.